Duygusal Bağışıklığınızı Güçlendirin

duygusal bağışıklık

Özellikle geçirmekte olduğumuz son birkaç sene içerisinde, yaşadığımız günlük yaşam sorunlarının neden olduğu stresin yanında pandemi, doğal afetler, ekonomik kriz, iklim değişikliği gibi sorunların  yarattığı stres ile de başa çıkmaya çalıştık. Her yeni yıla girmeden önce hepimizin içimizden “yeni yıl gelse de kurtulsak bu seneden” diye geçirdiğimiz olmuştur.  Ancak aslında hepimiz farkındayız ki gireceğimiz her bir yeni sene yalnızca sayılardan ibaret ve yaşayacağımız her yeni senede olumlu tecrübeler yaşayacağımız gibi zorlu tecrübelerle de karşı karşıya kalacağız. Asıl önemli olan bizlerin tüm bu olumlu ya da olumsuz tecrübelerden nasıl sıyrılacağımız olmalı. Bu nedenle de ruhsal ve duygusal bağışıklığımızı kuvvetli tutmalıyız ki yaşayacağımız olası olumsuz deneyimleri de uyumlu şekilde karşılayabilelim. Peki duygusal ve ruhsal bağışıklığımızı nasıl koruyabilir ve geliştirebiliriz?

yakın ilişkiler

1-  Doğru, yakın ilişkiler geliştirmek

Sahip olduğumuz aile ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri ve romantik ilişkiler geçirmekte olduğumuz zorlu dönemlerde ruhsal sağlığımız için kurtarıcı niteliğe sahip olabilmektedir. Harvard Üniversite’sinde yapılan ve 80 sene boyunca aynı bireylerin mutluluk düzeylerinin ölçüldüğü çalışmanın sonucunda en mutlu olan bireylerin yaşamlarında olumlu yakın ilişkilere sahip olanların olduğu görülmüştür (1). Ayrıca bir başka çalışmada da mutluluk ile yakın ilişkiler arasında pozitif bir ilişki olduğu görülmüştür (2).  Kısacası yakın çevremizle içerisinde olduğumuz ilişkileri beslediğimizde kendi ruhsal sağlığımızı da beslemiş oluruz. Bu sebeple ilişkilerimizi güçlü tutmak ve ilişki kurduğumuz kişilere gerekli ilgiyi göstermek hem kendimizin hem de karşı tarafın ruhsal ve duygusal sağlığında olumlu etkiler sağlayacaktır.

doğayla zaman geçirmek

2- Doğayla zaman geçirmek

Yapılan bilimsel araştırma sonuçları, doğada vakit geçirmenin ruh sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Doğa bağlılığı ile mutluluk arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada doğayla daha fazla temasta olanların, daha az temasta olanlara kıyasla daha mutlu, daha canlı ve yaşamdan daha fazla doyum aldıkları sonucuna ulaşılmıştır (3). Genç ve yaşlı bireyler üzerinde yapılan bir diğer çalışmanın sonucunda ise doğa manzaralarının hem genç hem yaşlı bireylerin dikkat düzeylerini arttırdığı belirtilmiştir. Kısacası yapılan çoğu çalışmanın ortak sonucu olarak doğanın genel yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkiye sahip olduğu ve doğada geçirilen vaktin bizlere pozitif bir ruh hali ve psikolojik refah kazandırdığı belirtilmektedir.

sağlıklı beslenmek

3-Sağlıklı beslenmek

Sağlıklı beslenme ile duygusal ve ruhsal sağlık arasındaki ilişki bilimsel çalışmalar ışığında incelendiğinde yediğimiz besinlerin oldukça etkili olduğu bildirilmektedir. Özellikle yüksek şeker tüketimi ile beyin fonksiyon bozuklukları arasında ilişki olduğu görülmüştür. Ayrıca beslenme içeriği ile genel ruhsal sağlık düzeyi arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada işlenmiş veya kızartılmış yiyecekler, basit tahıllar ve rafine şeker tüketimi ile depresyon, distimi ve anksiyete arasında anlamlı ilişki olduğu görülmüştür (4).

Mutluluk hormonu olarak adlandırdığımız serotonin nörotransmitteri, iştah, uyku, duygu durum ve ağrı mekanizmalarında düzenleyici rol oynamaktadır. Vücudumuzda üretilen serotoninin çok büyük kısmının ise bağırsaklarımızdan sentezlendiği belirtilmektedir. Bu nedenle ikinci beyin olarak adlandırdığımız bağırsaklarımızda oluşan herhangi bir rahatsızlık serotonin yetersizliğine yol açabilmektedir. Bu nedenle bağırsak sağlığımız ile mutluluk düzeyimiz arasında ilişki bulunmaktadır.

Özetleyecek olursak yediklerimiz bedenimizi beslediği kadar ruhumuzu da besliyor. Bundan dolayı beslenme içeriğimiz ne kadar temiz ve sağlıklı olursa bedensel ve ruhsal bağışıklığımız o kadar güçlü olacaktır.

düzenli fiziksel aktivite

4- Düzenli fiziksel aktivite yapmak

Fiziksel aktivitenin, depresyon belirtilerini azalttığı ve mod yükseltici etkisi olduğu bildirilmektedir. Fiziksel aktiviteden kasıt uzun süre yüksek tempolu koşu ya da çok ağır bir egzersiz programı değil, gün içerisinde doğada ya da vaktiniz yoksa evinizde gerçekleştireceğiniz yarım saatlik yürüyüş veya evinizde müzik eşliğinde dans etmek bile ruhunuza iyi gelecek ve modunuzu yükseltecektir.

kaliteli uyku

5- Kaliteli uyku

Ulusal Uyku Vakfı’na göre yaşamın her evresinde uyku ihtiyacı değişiklik gösterse de 26-64 yaş arasındaki yetişkin bireylerin ortalama uyku ihtiyacı 7-9 saat olarak belirlenmiştir (5). Yeterli ve kaliteli uyku uyumak, bilişsel performansta artış sağlayarak gün içinde modumuzun daha yüksek kalmasına yardımcı oluyor. Ayrıca kaliteli uyku, genel bağışıklık sistemi üzerinde en etkili faktörlerdendir ve kalp hastalıkları, diyabet ve kanser gibi kronik hastalıkların gelişim riskini de azaltmaktadır.

1

Önerilen makaleler